Çocuklar İçin Felsefe Zirvesi
2025, Rami Kütüphanesi

Felsefe Hayret Etmekle Başlar: Çocukluk, Özgürlük ve Felsefi Düşünce

Platon’un da dediği gibi, felsefe hayret etmekle başlar. Rami Kütüphanesi’nde gerçekleştirilen etkinlikte, felsefi düşüncenin çocuk gelişimi, özgürlük ve eleştirel düşünce üzerindeki etkileri konuşuldu.

Rami Kütüphanesi ve Açılış Konuşmaları

Rami Kütüphanesi’nin kültürel bir merkez olmasının yanı sıra bilgiye erişim noktası ve etkinlik sahası olduğu vurgulandı. Açılış konuşmalarında Aile ve Sosyal Politikalar Bakan Yardımcısı Leman Yenigün, bu yılının “Aile Yılı” olarak ilan edildiğini ve çocukların güçlü bireyler olarak yetiştirilmesinin önemini belirtti.

Çocuklar için Felsefe Enstitüsü Kurucusu Ayşe Çam, donanımlı birikimi ve misafirperverliği ile tüm güne katkı sağladı. Organizasyonun her aşamasında gösterdiği özen ve titizlik, etkinliğin verimli ve samimi bir ortamda geçmesini sağladı. Katılımcılar, onun rehberliğinde çocuklar için felsefenin önemini daha derinlemesine kavrayarak, ilham verici bir gün geçirdi.

21. Yüzyılda Özgürlüğün Kekremsi Tezahürleri : Aile Çocuklarının Görünürlüğünde, Çocuklar da Ailenin Talebi Kadar Özgür konulu ilk oturumu değerli Doç. Dr. Yaylagül Ceran Karataş moderatörlüğünde başladı.

 

I. OTURUM

21. Yüzyılda Özgürlüğün Kekremsi Tezahürleri: Aile Çocuklarının Görünürlüğünde, Çocuklar da Ailenin Talebi Kadar Özgür

Özgürlüğün Tanımı ve Çocukluk

Etkinlik boyunca modern toplumlarda özgürlüğün görünmez baskılar nedeniyle nasıl kısıtlandığı ve bireylerin özgürlüğü nasıl inşa edebileceği tartışıldı. Dr. Nihan Akkoçoğlu Çayır, özgürlüğün hem bir imkan hem de bir sorumluluk olduğunu belirterek, çocukların özgürlüğünü temellendirmek için öğretmenlerin ve ebeveynlerin nasıl yönlendirme yapması gerektiğini ele aldı.

Dr. Sümeyye Sel Odabaş ise özgürlüğün bir egzersiz olduğunu, bireyin yaş aldıkça kendini arayış sürecine girdiğini vurguladı. Özgürlüğün yalnızca bir seçim değil, aynı zamanda inşa edilen bir süreç olduğu dile getirildi.

Zehirlenen Çocukluk ve Dijitalleşme

Dr. Şennur Demir Akgül, günümüz dünyasında çocukların sorgulamadan kabullenme eğiliminde olduklarını, elektronik ortamların hayatlarının merkezinde yer aldığını belirtti. Çocukların kendi varlıklarını anlamlandırabilmeleri için kendilerini bilmeleri gerektiği vurgulandı. Dijital yerliler ve dijital göçmenler arasındaki farklar ele alınarak, dijitalleşmenin bir tercih olup olmadığı sorgulandı.

Felsefi Düşünme ve Çocuk Eğitimi

Metin Bayrak, çocuk zihninin 21. yüzyıldaki konumunu tartışırken, çocukların ailede nasıl özne haline getirilebileceği üzerine konuştu. P4C (Philosophy for Children) yönteminin çocukların eleştirel düşünme becerilerini geliştirmede etkili olduğu vurgulandı.

Meryem Afacan ise öğretmenlerin ve ebeveynlerin çocuklarla nasıl daha verimli felsefi tartışmalar yürütebileceğini ve felsefenin eğitime nasıl entegre edilebileceğini aktardı. Kültürümüzde aktif dinlemenin önemine dikkat çekerek, çocukların sorularının yargılanmadan ele alınmasının gerekliliğini vurguladı.

Sonuç: Çocukları Felsefi Düşünceyle Buluşturmak

Bu etkinlik, çocukların sorgulayan, düşünen ve kendi özgürlüklerini inşa eden bireyler olarak yetişmesi için felsefi düşüncenin gerekliliğini ortaya koydu. Özgürlük, bireyin varoluşunu anlamlandırma sürecinin bir parçasıdır ve çocukluk dönemi bu sürecin en önemli başlangıç noktasıdır. Çocuklara felsefi düşünceyi kazandırmak, onların dünyayı daha iyi anlamalarını ve bilinçli bireyler olarak yetişmelerini sağlamak için büyük bir adımdır.

 

II. OTURUM

Çocuklar İçin Felsefe :
Disiplinlerarası Çalışmalar 

Değerler Eğitimi ve Felsefi Düşünce

İkinci oturumda, değerler eğitimi ve felsefe ilişkisi ele alındı. Saliha Kızılkaya, değerlerin çocuklara nasıl kazandırılabileceğini ve felsefenin bu süreçte nasıl bir araç olabileceğini tartıştı. Değerlerin evrensel olup olmadığı, toplumdan topluma nasıl farklı algılandığı sorusu masaya yatırıldı. “Evrensel düşün, yerel davran” anlayışının önemine vurgu yapıldı.

Fatma Demirel Mıstak, İslam felsefesindeki aligori ve hikayelerin çocuk eğitimi açısından önemine değindi. Hikayeler aracılığıyla çocuklara adalet, merhamet ve sorumluluk gibi değerlerin nasıl öğretilebileceğini anlattı.

Asiye Aykut ise K-pop gibi küresel fenomenler üzerinden felsefi kavramların nasıl sorgulanabileceğini irdeledi. “Algoritmalar sana kim olduğunu söylemeden önce sen kimdin?” sorusuyla dijitalleşmenin bireysel kimlik üzerindeki etkisini tartışmaya açtı. Özgünlük ve özgürlük arasındaki ilişkiye dikkat çekerek, gençlerin ekrana bağımlı hale gelmeden kendilerini keşfetmeleri gerektiğini vurguladı.

Sonuç: Çocukları Felsefi Düşünceyle Buluşturmak

Bu etkinlik, çocukların sorgulayan, düşünen ve kendi özgürlüklerini inşa eden bireyler olarak yetişmesi için felsefi düşüncenin gerekliliğini ortaya koydu. Özgürlük, bireyin varoluşunu anlamlandırma sürecinin bir parçasıdır ve çocukluk dönemi bu sürecin en önemli başlangıç noktasıdır. Çocuklara felsefi düşünceyi kazandırmak, onların dünyayı daha iyi anlamalarını ve bilinçli bireyler olarak yetişmelerini sağlamak için büyük bir adımdır.

 

III. OTURUM

Çocuklar İçin Felsefe ve Okullar

Eş zamanlı gerçekleştirilen oturumlarda Doç. Dr. Nihal Petek Boyası önderliğinde olan, çocukların düşünme becerilerini geliştirmenin ötesinde, felsefenin eğitimde nasıl bir rol oynayabileceği konuşulduğu atölyeye katıldım . Felsefenin geçmişin ideallerini günümüzle bağdaştırarak geleceğe yön vermede kritik bir alan olduğu vurgulandı. Eğitimin yalnızca bilgi aktarmaktan ibaret olmaması, sorgulama ve eleştirel düşünme becerilerinin geliştirilmesi gerektiği dile getirildi.

Anaokulu seviyesinden itibaren kolaylaştırıcıların felsefi sorgulama yapabilmesi için kendilerini geliştirmesi gerektiği ve bu süreçte okul imkanlarının, eğitimcilerin desteklenmesinin büyük rol oynadığı vurgulandı. Bilimsel araştırmalarından ve engin bilgi birikiminden oluşan sunumu oldukça verimliydi.

 

IV. OTURUM

Jean-Luc Nancy ‘nin Penceresinden
Çocuklarla Felsefe

Felsefe Atölyesi: Tanrı, Adalet, Aşk ve Güzellik

Hande Kayhan’ın yürüttüğü atölyede Nancy’nin Tanrı, Adalet, Aşk, Güzellik kitabı tartışıldı. Felsefi kavramları küçük yaş gruplarına anlatabilmek için kullanılan yöntemler paylaşıldı. Eğitimin yalnızca öğretmenin anlattığı geleneksel sistem yerine, çocukların aktif katılım sağlayabileceği bir modele evrilmesi gerektiği ifade edildi.

Sonuç: Çocukları Felsefi Düşünceyle Buluşturmak

Bu etkinlik, çocukların sorgulayan, düşünen ve kendi özgürlüklerini inşa eden bireyler olarak yetişmesi için felsefi düşüncenin gerekliliğini ortaya koydu. Özgürlük, bireyin varoluşunu anlamlandırma sürecinin bir parçasıdır ve çocukluk dönemi bu sürecin en önemli başlangıç noktasıdır. Çocuklara felsefi düşünceyi kazandırmak, onların dünyayı daha iyi anlamalarını ve bilinçli bireyler olarak yetişmelerini sağlamak için büyük bir adımdır.

 
  1. Serhat Tokmak

    Hello:)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir